Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (a) yaklaşmak.
    The winter is drawing on: Kış yaklaşıyor. (b) giy(in)mek, geçirmek.
    to draw DEVAMINI OKU
    on socks. (c) (gemi başka gemiye) yaklaşmak, (d) teşvik etmek, vaitlerle kandırıp söyletmek.
    He drew the prisoner on to tell his story. (e) silah çekmek.
    He drew on me and I was forced to defend myself. GİZLE
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

draw on one's capital
sermayesini harcamak Fiil
draw on one's capital
cepten yemek
draw on one's imagination
hayalini işlemeye bırakmak Fiil
draw on one's salary
maaşından çekmek Fiil
draw on one's savings
tasarruflarından çekmek Fiil
draw on one's savings
tasarruflarını harcamak Fiil
draw on account
hesaptan para çekmek Fiil
draw on reserves
yedeklerden çekme
draw on sb
birine poliçe keşide etmek Fiil
draw on sb's generosity
birinin cömertliğinden yararlanmak Fiil
draw on sight
ibrazında ödenecek poliçe keşide etmek Fiil
draw on someone for money
birinden para istemek Fiil
draw on someone for money
birinden para rica etmek Fiil
draw on something
tüttürmek Fiil
draw on something
içine çekmek Fiil
draw on something
bir nefes çekmek Fiil
draw on something
dumanını çekmek Fiil
draw on stocks
depo mevcuduna başvurmak Fiil
draw on the reserve
rezervden çekmek Fiil
draw on the reserves
yedek akçeyi kullanmak Fiil
be quick on the draw
çabuk silah çekmek Fiil
draw a bill of exchange on sb
birine bir poliçe keşide etmek Fiil
draw a commission on a deal
bir işten komisyon almak Fiil
draw a commission on a transaction
bir muameleden komisyon almak Fiil
draw up a report on an accident
bir kaza hakkında rapor hazırlamak Fiil
draw/get a bead on
iyice nişan almak.
He drew a bead on the animal and fired.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun